Bu giriş cümlesi “Ağır ol molla desinler” kültüründen gelen bizler için çok iddialı gözükebilir. Ancak değişime direnci ortadan kaldırabilecek yolların en zevklisi olan mizah, üzerinde birlikte düşünmek, mevcut bakış açımızı değiştirmek için kendimizi zorlamaya değer bir başlık. Antropolog Edward Hall’a göre:
Bir insanın mizah anlayışını öğrenebilir ve bunu gerçekten kontrol edebilirseniz, hemen hemen her şeyin kontrolünün de sizde olduğunu bilirsiniz.
Mizahın doğru kullanımı liderler ve organizasyonlar için özellikle de böyle zorlu dönemden geçerken yeni yollar bulmayı kolaylaştıracak, bulunan yollarda birlikte yürümeye ikna edecek en önemli araçlardan biri…
Eğer mizahı yeterince kullanamıyorsanız liderlik ettiğiniz ekip ve parçası olduğunuz organizasyon bundan zarar görüyor olabilir.
Çünkü mizah, liderlere ve organizasyonlara rekabet avantajı kazandıran, çalışan bağlılığını artıran, yenilikçi çözümler üretebilen ve strese karşı daha dirençli ekipler yaratmayı kolaylaştıran modası hiç geçmeyecek bir enstrümandır. Sizin henüz kullanmaya başlamamanız rakiplerinizin de kullanmadığı anlamına gelmez.
Hale, bu sefer de amacın bizi stand-up komedyenlerine dönüştürmek mi diye sorabilirsiniz.
Cevabım hayır. Yapılan araştırmalardan süzdüğüm bilgiler ile organizasyonlarda mizahın nasıl daha iyi kullanabileceğimizi anlamaya çalışıyorum. Yeni dünyaya uyum için kazanılması gereken kritik yeteneklerin içinde sayılan mizah, ülkemizdeki aranan yetkinlik sıralamalarında ya yer almıyor ya da farklı çevirilerle anlaşılmayacak kadar deforme ediliyor.
Başlangıç olarak mizahın komediden daha geniş olduğunu anlamak önemli. Mizah eğlenceye neden olan her şeydir.
Pozitif ve kapsayıcı olmaya odaklanan mizah, farklı, etkili ve eğlenceli bir birlikte çalışma kültürünü organizasyona kazandırır.
Bu noktada ilk akla gelen “benim mizah yapabilme yeteneğim yok” bahanesi kolaya kaçmanın ta kendisi olarak tanımlanabilir. Biraz dikkatli düşünce ve hazırlıkla, herkes bu konuda başarılı olabilir. Yapılan araştırmalar kurumsal hayata başlangıç ile mizah kullanımı arasında ters bir ilişki olduğunu gösteriyor. İşe başlamak hem gün içindeki gülme sıklığı hem de pozitif benlik algısını azaltıyor. Peki bu azalmayı nasıl engelleyeceğiz sorusunun iki çözümü var:
1. Köprü Kurmak:
Mizahın bir köprü kurabilmesi, kahkahanın sosyal bağı kolaylaştıran, güveni artıran ve kendini ifade etmeyi hızlandıran bir hormon olan oksitosin salgılanmasına bağlıdır. Daha sağlam bir köprü inşa etmek için:
Komik olup olmadığınıza değil, ne tür bir komik olmak istediğinize odaklanın!
Kendiniz ile dalga geçmekten korkmayın! Dürüst ve özgün olun. Kendini küçümseme liderleri insanlaştırır, ekip ile bağlantılar kurar. Kendisiyle dalga geçmeyi göze alabilen lideri (liderin) kendine olan güveninin tam olduğu düşünülür.
Agresif şakalardan kaçının. Organizasyonda üst düzey yönetici iseniz ya da ekip liderliğinin başındaysanız, agresif şakalardan kaçınmak en iyisidir. Bunun yerine, paylaşılan bakış açılarını ve ortak düşmanları vurgulamak için mizah kullanın. Size bağlı bir çalışma arkadaşınızı şakanızın konusu haline getirip asla özne yapmayın. Bunun yerine kendinizi seçin.
Kimin gerçekten güldüğünü anlayın. Daha kıdemli hale geldikçe, ekibiniz mizah anlayışınız nedeniyle değil zorunlu hissettikleri için gülüyor olabilirler. Gerçekten etkilenip gülmek ile bu tür zorunlu, planlı gülüşler arasındaki farkı anlamakta ustalaşın. Aksi takdirde gerçek faydayı elde edemezsiniz. Size 2 kısa yol önerim var… Bu farkı kendinizde gözlemleyebildiğiniz zaman diğer insanlarda da tanımlayabilirsiniz. Bir iş arkadaşının gülüşünün gerçek olup olmadığını anlamak için, göz çevresinde kırışmaya odaklanın, varsa içiniz biraz daha rahat edebilir.
İyi komedi bir komplodur. Bir grup oluşturun. Kahkaha bulaşıcıdır. Kimin komik olduğunu fark edin. Komik değilseniz yapmanız gereken tek şey, organizasyondaki komikleri bulmak ve onları cesaretlendirmek olabilir.
2. Öne Çıkarmak:
“Ha-ha” diye gülünen komik olmak yerine, “aha!” dedirten komik olun! Statünüzü yükseltmek veya iyi rekabet edebilmek için mizahı kullanmanın yollarını öğrenin. 2016 yılında Brad Bitterly, Alison Wood Brooks ve Maurice Schweitzer tarafından yapılan araştırmalar, iş hayatında bir sorunu mizah ile çözmenin meslektaşlarınızın sizi daha yetkin olarak görme ve size daha yüksek statü atfetme olasılığını artırdığını gösterdi.
“Mizah, komik kavramlardan daha fazlasıdır; iyi hikaye anlatıcısı olmak isteyen liderler için çok işlevli bir yönetim aracını temsil eder.”
Mizahın hatırlanabilirliğini kullanıp verdiğiniz mesajı unutulmaz kılın! John Medina, Brain Rules adlı kitabında “beynin sıkıcı şeylere dikkat etmediğini” belirtti. Kahkahanın etkisi ile oksitosine ek olarak, hafıza ve bilgi işlemeye yardımcı olan dopamin salgılarsınız.
Hayalinizdeki işe girmek için mizah yetkinliğinizi öne çıkarın! Hodge-Cronin ve Associates’in 700’den fazla CEO’su arasında yaptığı bir anket, CEO’ların %98’inin mizah anlayışı olan adayları tercih ettiğini ve %84’ünün mizah duygusuna sahip kişilerin daha iyi işler yaptığını düşündüğünü gösterdi. (Türkiye’de de benzer bir araştırma yapılmalı. Kaç CEO tanıyor olabilirim:)
“Mizah anlayışı, liderlik sanatının, insanlarla iyi ilişkiler kurmanın, iş bitirici olmanın bir parçasıdır.”: Dwight Eisenhower
Son olarak lider olarak yapacaklarımızın etkisine odaklanıp, mizahı bir parçası haline getiren kurum kültürlerinde olası kazanımları görmek için Taylor ve Kerr’in seçkisine göz atalım:
☺ Hem liderleri hem de takım içinde birbirleriyle çalışmaktan keyif alan takımları oluşturabilirsiniz. Mizah insanları etkilemenin harika bir yoludur ve çok iyi bir buz kırıcıdır. Onun yıktığı buzdan duvarlar, insanların iş yerinde tatminkar ilişkiler kurmasına yardımcı olabilir.
☺ Organizasyonun içinde hissedilen güveni arttırıp, yönettikleri insanların gözünde liderleri insanlaştırabilirsiniz. Mizahın etkili kullanımıyla güven inşa edebilirsiniz. Liderler ne kadar ulaşılabilir gözükürse, organizasyondaki insanlar o kadar dürüst ve açık olur. Bu yolla başarılı ve yenilikçi ekiplere sahip olabilirsiniz.
☺ Yaratıcı düşünceyi öne çıkarabilirsiniz. Mizah ile hem sorunlarınıza yeni yollar bulmak hem de kolektif aklı devreye sokup daha önce hiç düşünmediğiniz yeni bağlantılar kurmayı sağlayabilirsiniz.
☺ Üretkenliği artırabilirsiniz. Etkileşimi teşvik eden iyimser bir atmosfer yaratıp yeni fikir öne sürmeyi kolaylaştırıp, beyin fırtınası ve belirlenen sınırların dışında özgür düşünmenin hissedilen riskini azaltır.
☺ Heyecanı körükleyebilirsiniz. Daha neşeli bir atmosfer yaratırsanız, ekipler yaptıkları işe daha fazla tutku ile sarılırlar. Ne güzel ki bu tutku ve coşku aynı kahkaha gibi organizasyonun geneli için bulaşıcı olabilir.
Tüm bu pozitif sonuçlara rağmen özellikle bizim gibi hiyerarşinin ve güç dengelerinin çok keskin çok olduğu kültürlerde yöneticiler mizahı ve organizasyonlar üzerindeki etkisini ciddiye almada yetersiz kalabilirler.
Özetle, önerim mizahın sağlıklı ve sürdürülebilir bir çalışma ortamı sağlamanın en kolay yollarından biri olduğunu bir an önce görüp, içselleştirmemiz gerektiğidir. Mizahı, hem liderler hem takımlara krizde yeni bir alan açmanın ve yeni fırsatlar yaratmanın bir aracı olarak tanıtmaya ne dersiniz? Birlikte gülebilen bir ekip birlikte iyi çalışır.
Not: İşyerinde mizahın riskli yönleri de olabilir. Seçtiğiniz mizah tarzının iş yerine uygun olup olmadığını kontrol etmenin en kolay yolu, gazete kuralını düşünmektir: Günlük düzenli okuduğunuz gazetenizin ya da web sitesinin ilk sayfasında söylediğiniz söz veya yaptığınız şaka yer alsa rahatsız olur muydunuz? Cevabınız evet ise, sorun yok ancak tereddüt ediyorsanız seçtiğiniz ifade ve tarzı değiştirmeniz gerekebilir.
Daha fazla okumak için:
https://www.gsb.stanford.edu/insights/humor-serious-business
http://rh-us.mediaroom.com/2017-03-28-Everyone-Is-A-Comedian-At-Work
https://hbr.org/2014/05/leading-with-humor
https://www.emotionsnet.org/wp-content/uploads/2011/04/RomeroCruthirds2006.pdf
https://thriveglobal.com/stories/4-ways-leaders-can-add-humor-in-the-workplace/
https://mikekerr.com/ humaratwork
Lynn Taylor / Tame-Your-Terrible-Office-
Daha fazla izlemek için:
Dijital artist: