Blockchaine güvenmek mi? Blockchain sayesinde güvende olmak mı?

Bu sorular, yeni normalin “yumurta mı tavuktan; tavuk mu yumurtadan” ikilemi olacak.

Hepimizin aklında aynı soru var: Covid-19 pandemisi sonrasında başlayacak yeni dünyanın düzenleyicisi, değişim aracı ne olacak? Bu konuda birden farklı fikir eş zamanlı tartışılmaya devam ediyor.  Her zaman olduğu gibi organizasyonel davranış penceresinden durumu değerlendirmek istedim. değerlendirmeye çalıştım.

Yeni Normalde Yolumuzu Nasıl Bulacağız? “  isimli başlıklı yazımda da belirttiğim gibi pandemi etkisi ile değişen davranış trendlerinin en başında “Güven Erozyonu” yer alıyor. Sisteme, devlete, sağlığa, diğer insanlara olan güvenin erozyona uğraması nedeniyle hızlı ve doğru odaklı tesis edilen güven her zamankinden daha  da önemli hale geldi, geliyor. Accenture’un raporunda aktarıldığı gibi pandemi nedeniyle insanlar, markalar ve organizasyonların görünmez bir tehdit taşıyabileceği yönündeki algı artarken yaşanabilecek ikinci bir dalganın güven sorununu daha da derinleştireceği öngörülüyor.

Güven tesisinin nasıl oluştuğunu kolay anlamak için Deloitte’ın araştırmasında baz aldığı aşağıdaki basit formülün üzerinden ilerleyelim. Bu formüldeki değişkenler bireylerin, organizasyonların ve organizasyonların birbirlerine duydukları güven unsurlarını şekillendirir:

Güven = Şeffaflık + İlişki + Deneyim

Güven, şeffaflık ile başlar; bildiklerinizi söylemeyi ve bilmediklerinizi kabul etmeyi içerir. Güven aynı zamanda ilişkilerin bir fonksiyonudur; organizasyonunuz ile çalışanlarınız, müşterileriniz ile ekosisteminiz içinde birbirinizi tanıyarak ilişki geliştirirsiniz.
Son olarak da güven, aynı zamanda deneyime de bağlıdır; söylediklerinizi, vaatlerinizi güvenilir bir şekilde yapıp yapmadığınızı ölçer. İçinden geçmekte olduğumuz bu dönem gibi belirsizliğin arttığı dönemlerde, beklenmedik durumları yönetme yeteneğine sahip olan ve tüm paydaşların ihtiyaçlarını mümkün olan en iyi şekilde dikkate alma konusunda
insiyatif inisiyatif alan liderlere ve onların yönetimindeki organizasyonlara olan güven artar.

Şimdi, Blockchain teknolojisinin bunu nasıl sağlayabileceğine bakalım.

Blockchain, bir yandan veri bütünlüğü ve tam izlenebilir denetim sağlarken, diğer yandan da bilinen ya da bilinmeyen taraflar arasında ve aracı olmadan iş yapmak ve bilgi alışverişinde bulunmak için de eş zamanlı “güven” tesis eder.  Özetle, yukarıdaki güven formülünde yer alan tüm değişkenleri, yeni normalin getirdiği tamamen dijitalize süreçler aracılığı ile düzenler.

İşte bir başka ikilem de bu noktada ortaya çıkıyor. Blockchain güven tesisi için etkin bir araç haline geldi. Ancak  güven tesisindeki yeteneklerinin asıl etkisini liderler ve organizasyonlar tarafından kabul edilmesi yani blockchaine liderlerin ve organizasyonların güven duyulması sonrasında yaratabilir.

Bu konuda yapılan araştırmalar ne söylüyor?

Deloitte’nin 2019 Küresel Blockchain Anketi’ne göre Fintekler??? blockchain entegrasyonunda lider olmaya devam ederken diğer yandan teknoloji, medya, telekomünikasyon, sağlık ve devlet gibi daha fazla sektörde daha fazla organizasyon da blockchain girişimlerini genişletiyor ve çeşitlendiriyor.  2019 yılında bir önceki yıla göre %10 artış ile katılımcıların %53’ü, blockchain teknolojisinin organizasyonları için kritik bir öncelik haline geldiğini söylüyor. %77’si eğer blockchain’e adapte olmazlarsa rekabet avantajlarını kaybedeceklerini düşünüyor. Araştırma sonuçları organizasyonların ve liderlerin blockchain’in önemi ve dönüştürücü potansiyeli hakkındaki giderek daha fazla güven duymaya başladıklarını gösteriyor.

COVID-19 salgını nasıl ki organizasyonları ve süreçleri çok hızlı dijital dünya ile uyumlanmaya zorladıysa  liderlerin de blockchain’e daha fazla güvenmesinde kolaylaştırıcı bir etki yarattı.

Başka bir deyişle, pandemi kolektif sistemlerimiz için bir şok yarattı ama aynı zamanda blockchain’e olan güveni yeniden inşa etmek için bir katalizör görevi yaptı. Bu nedenle uzun dönem düzenleme yapmamakta direnen hükümetler hızlıca yeni uyum projelerini hayata geçirmeye başladı. İnternetin yaratığı yarattığı etkinin bir benzerinin blockchain ile WEB3 üzerinden her şeyi değiştireceği öngörülüyor. Bu kadar büyük bir değişimi anlamak ve nasıl pozisyon alacağımız, yeni dünya ile nasıl entegre olacağımız her zamankinden daha kritik bir hal almaya başladı. Hepimizin bilgi yaymak için kullanabileceği kanallar var. Benim de kurucu üyesi olduğum İstanbul Blockchain Women gibi platformlar aracılığı ile blockchain’in yarattığı gelişim alanlarını başta kadınlar olmak üzere tüm ekosisteme tanıtmak ve geleceği geleceğe doğru hazırlanmak konularında farkındalık yaratmaya çalışmak bu yollardan biri…

Blockchain ile entegre iş dizaynları yapmayan organizasyonların pandemi sonrasında, değil sürdürülebilirlikleri, hayatta kalmaları dahi çok güçleşecek.

Yeni kurulan ağlar, o ağların oluşturduğu ekosistemler ve yeni iş alanlarının dışında kalma tehlikesi ile karşı karşıya kalacaklar. Bu alan birçoğumuzun olduğu gibi henüz benim de tam olarak cevap bulamadığım soruları barındırıyor. Bu soruların bazıları:

  1. Covid-19 pandemisi sonrası hakim olan güven ihtiyacını karşılamada kişiler, organizasyonlar ve hatta devletler için tek çözüm blockchain mi?
  2. Blockchain’in de içinde olduğu Web3 dönemi daha demokratik bir düzenin yaratılması için bir şans olabilir mi?
  3. Hep birlikte çözüm aradığımız temel gelişim alanlarından biri olan “birlikte çalışabilirlik” nasıl sağlanacak?
  4. Devletin dijital para birimi, cüzdan uygulamaları ve blockchain kullanımının artışı ile hangi yeni meslekler ortaya çıkacak? Kendimizi nasıl bu yeni meslekler için hazırlayabiliriz?

Bu sorular ve daha fazlasına fütüristik bir bakış açısı ile verilen cevapları okumak için Ufuk Tarhan ile yaptığım röportajı okuyabilirsiniz. röportaja göz atabilirsiniz.

Daha Fazla Okumak İçin:

Deloitte: The heart of resilient leadership: Responding to Covid-19

Deloitte Insights: Deloitte’s 2019 Global Blockchain Survey

Bernard Marr: The 5 biggest blockchain and distributed ledger trends everyone should be watching in 2020

Digital Artist:

Ioana Bilea

Yorum Yaz