Sadece evlatlarımızla ya da sanatla mı yansıtacağız kendimizi geleceğe? Gerçekten farklı düşünüp geleceği öne çeken buluşların mucitleri kimler? Hep birlikte göz atalım!

Elon Musk…

Çocukluk hayallerini gerçekleştirirken bir yandan da dünyamızı değiştiriyor. Enerji ve ulaşım odağında… Mars dahil her yere gidiyor:) Koşulları yok sayıyor; birçok disiplinden aynı zamanda faydalanarak, bu disiplinleri yeni bir bakış açısı ile sentezliyor…

Musk’ın okunmasını önerdiği Asimov’un sözü edilen “Vakıf Destanı”, gelecekteki yıldızlararası büyük imparatorluğun çöküşünü ve yeniden doğuşunu anlatır. Musk, bu destandan “insan uygarlığını devam ettirip, karanlık bir çağın olasılığını ve süresini en aza indirecek bir dizi eylemde bulunması gerektiği” sonucunu çıkardı.

Musk, Haziran 2018’de Asimov’un Sıfır Robotik Yasası’na  (Zerot Yasası*) atıfta bulunarak, “Vakıf Serisi ve Sıfırıncı Yasa, SpaceX’in oluşturulması için esastır.” demişti. SpaceX’in son dönem başarılarını ve hızlanan transhümanizm tartışmalarını düşününce taşlar yerine oturuyor.

Silikon Vadesi’ndeki en iyilere bakarsak benzer hikayeler karşımıza çıkıyor. Onlar da akışkan ve esnekler; çünkü hayal ettikleri, yaratmaya çalıştıkları gelecek hep değişiyor. Çocukken bilim kurgu okumanın en güzel yanı “yapılabileceklere odaklanmayı kolaylaştırmak” olsa gerek!

Bilim kurgu ile geleceği deneyimleyenler yaşadığı dönemdeki bilim, deneyim ile tatmin olmaz!

Bilim kurgu sayesinde hedefledikleri ve ulaştıkları yer, hayal edilenin çoktan ötesine geçmiştir bile…

Google, Apple, Facebook, geleceği daha çok kendileri için ama eş zamanlı olarak bizim için de kurguluyorlar; çünkü bu teknoloji devlerinin aktörlerinin çoğu bilim kurgu hayranıydı.

Bilim kurgunun gücünü ve etkisini gören sadece organizasyonlar değil, devletler de pozisyon almaya başladı. Çin bilim kurguyu, yenilikçi olduğu için “yıkıcı” ve “bozguncu” olarak tanımlanmış ve cezalandırılmıştı.

Dünyanın kutupları da dengeleri de hızla değişiyor. Bozguncu olmayı destekleyen her iş ve oluş, var olan düzene karşı olsa bile artık hepimizin kabulü. Sadece ülke ölçeğinde değil organizasyonların içinde de “farklılık yönetimi” aynı sonuca ulaşmaya çalışmıyor mu?

Kurum kültürünü yapan kadar yıkan da önemli değil mi? Bizi esneten, geleceğe ve bilinmeyene hazırlayanlar bu yıkıcılar değil mi? Bunu sağlamak için uygun koşulları yaratma yollarını gösteren “Yeni Normale Uyum İçin Korkusuz Organizasyon” yazıma göz atmanızı öneriyorum. Bilim kurgunun bu akışı biraz olsun desteklemesi, hikayenin içinde neyin yıkılıp neyin yapılabileceğini hissettirmesi ve üstelik tüm bunları önceden yaşatması çözüm olabilir mi?

Çin de bu yolu takip etti. Zaman içinde paradigmasını değiştirdi. Çin hükümeti, uzun yıllardır halkın zihniyetini geçmişe bağlı kalmaktan kurtarmak için bilim kurgu sektörüne planlı olarak destek verdi.  Çünkü gelecek, onu tasarlayanlar için güzel, geride kalan herkes için pahalı ve korku doluydu.  Şimdi bilim kurgu piyasasından en payı onlar alıyor. Ayrılan kaynak ve yapılan düzenlemeler ile Çin hükümeti, bilim kurguyu “Çin’in cephaneliğindeki gizli silahı” gibi kullanmaya başladı. 2023 yılında Landing WorldCon’da ev sahibi olmak üzere kampanya başlattı.

Peki, benzer gelişimi sağlamak için biz ne yapabiliriz? Geleceğe, geçmişten ya da bugünden daha çok ilgi duyabilir miyiz? Geleceği şekillendirmek için birlikte nasıl gelişebiliriz? “Gelecekten büyülenmek” konusunda insanlarda nasıl ilgi uyandırabiliriz? Yeniliklere öncülük eden, ilk kez deneyen, gelişim aşamasının heyecanını yaşayan/paylaşan, “Erken Benimseyen”** olmayı nasıl sağlayabiliriz?

Cevap; biraz para, çokça gelecek…

Bilim kurguyu sadece yazar yaratmaz, hep birlikte yaratırız!

Robotlarla, insansı robotlarla yaşayacağımız, transhümanizme geçişin her gün yeni araştırmalarla denendiği bir dünyayı önceden hayal gücümüzde canlandırıp, hazırlanmanın nesi kötü?

Hale, bu yaştan sonra bilim kurguya mı başlayayım?” diyorsanız, cevap veriyorum; kesinlikle evet:)

 

Klasikler için Wired’ın hazırladığı “Tüm Zamanların En İyi Bilim Kurgu Filmleri” iyi bir başlangıç olabilir.

“Ben zaten human+, transhümanizm, singularity’den korkuyorum, insana karşı kazanan robot istemiyorum.” derseniz Roger Ebert’e ait daha insancıl bir seçkiden başlayabilirsiniz.

Hepimizin esiri olduğu Netflix’te de başta Black Mirror’un ilk sezonu olmak üzere çok sayıda seçenek var.  Seyretmeyi değil okumayı tercih edenlerdenseniz, ben ilk başlarda en çok George Orwell’in “1984”ünü beğenmiştim.

Hiçbirimiz için hiçbir şeye başlamak için geç değil! Beynin en güzel yanı, bizim anladığımız gibi bir yaşının olmaması… O zaten bozup yapmaya, gelecek ile karışıp yeniden düzenlenmeye dünden razı… Tek gereken hayal gücümüz…

*Zerot Yasası: Bir robot insanlığa zarar veremez veya hareketsiz kalarak insanlığın zarar görmesine izin veremez.

**Erken Benimseyen (Erarly Adpoter): Yenilikleri ilk deneyen, yakından takip eden kişiler.

Daha fazla seyretmek için:

“Tüm Zamanların En İyi Bilim Kurgu Filmleri”

İnsancıl Bilgim Kurgu Filmleri

Daha fazla okumak için:

https://www.ft.com/content/85ff1488-82ec-11ea-b6e9-a94cffd1d9bf

https://boingboing.net/2020/08/24/chinese-government-releases-ne.html

Digital Artist:

rekOde

https://instagram.com/rek0de?igshid=daemtuakn843

https://www.instagram.com/p/BtAwfuXDF1S/?utm_source=ig_web_copy_link

Yorum Yaz